Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sıfır Atık Yaşam Felsefesi: Var olan tüketim düzenine kafa tutmak!

Resim
Giderek artan dünya nüfusunun, hızlı kentleşmenin ve insanlığın tüketim davranışlarının doğal kaynakların tükenmesine neden olduğunu ve gezegenimizi üzerindeki yaşamı tehdit ettiğini biliyor muydunuz? Bu konudaki iyi haber ise, bu gidişata dur demek bizlerin elinde! Var olan üretim sistemlerimiz, doğal kaynakları kirletici ve zehirli süreçlerle ürünlere dönüştürüyor. Bu ürünler daha sonra yine çevre üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olan taşıma sistemleri ile dağıtılıyor. Bizler de bu ürünleri satın alıp kullandıktan ve işimizi bitirdikten sonra çöpe atıyoruz. Mevcut üretim sistemlerimizin bu doğrusal ekonomi hareketi, bizi tükenmekte olan doğal kaynaklarla ve üstesinden gelemeyeceğimiz kadar fazla atıkla baş başa bırakıyor. Doğal kaynakların daha fazla tükenmesi önlemek için sürdürülebilir ve döngüsel bir tüketim modeline geçmeye ihtiyacımız var. Bu sorunu çözebilecek yaklaşımlardan biri, sıfır atık yaşam felsefesi. Sıfır Atık Uluslararası İttifakı'na göre, Sıfır atık

SIFIR ATIK 101

Sıfır atık felsefesi üzerine bir yaşam inşa etmenin ilk adımı sıfır atığın gerçekten ne anlama geldiğini anlamak sanırım. Sıfır atıklı yaşamın bazen geri dönüşüm ile karıştırıldığına şahit oldum. Sıfır atık geri dönüşüm değildir. Sıfır atıklı yaşamın ne olduğuna dair Zero Waste International Alliance* tarafından yapılan ilk uluslararası kabul görmüş resmi tanım ise şöyle: “Atıksız yaşam, insanların hayat tarzlarını ve alışkanlıklarını değiştirmelerine rehberlik etmeyi amaçlayan etik, ekonomik, verimli ve vizyoner bir hedeftir. Tüm atılan materyallerin, yeniden kullanılabilir kaynaklar haline gelmesi için tasarlanan sürdürülebilir doğal döngülerin uygulanması ile mümkün kılınabilir.” Yani, temel olarak, sıfır atık, kaynakların tüketimden kaynaklanan doğrusal hareketini döngüsel harekete dönüştürmek, yeniden kullanabilmek ve gelecek nesillere aktarabilmek için gereken bir yaklaşım. Tüketmeden önce tekrar tekrar düşünmeyi, mümkün olduğunca satın almamayı, elindekini yeniden kullanmayı,

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 101

1987 yılında Birleşmiş Milletler "Brundtland Komisyonu" tarafından yayınlanan "Ortak Geleceğimiz" adlı nihai rapora göre sürdürülebilirlik, "insanlığın şimdiki ihtiyaçlarını gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğini tehlikeye atmaksızın karşılayabilme becerisi"dir.  [1] Bu tanımı biraz karmaşık buldum. Sürdürülebilirliğin bu şekilde karmaşık bir konsept gibi sunulması uygulanmasını da zor kılıyor bence. "Sürdürülebilirlik" tanımının sadeleştirilmesinin, felsefesinin anlaşılması ve insanların günlük hayatlarını bu felsefe üzerine kurmasında önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Benim için sürdürülebilirlik, kendimizi ekosistemin bir parçası olarak görmemizi, tüketimciliği azaltmayı, doğaya ait olanı doğaya geri vermeyi, hayatı daha yavaş, daha basit ve doğa ile uyum içinde yaşamayı öğreten bir yaşam felsefesi. Sürdürülebilirlik, hayatı ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan ele almaya çalışan bütüncül bir yaklaşım aslında. Ekoloji